Disleksi

ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ (DİSLEKSİ) VE ÖZEL EĞİTİM

 

Özel öğrenme Bozukluğu / Disleksi konusu çeşitli ülkelerde yüzyılı aşkın zamandır araştırılıp irdeleniyor. Ancak ülkemizde hala gerek sağlık, gerekse eğitim alanında yeterince tanınmıyor.
Bu nedenle öğrenme güçlüğü çeken çocuklar ve gençler, eğitim sırasında anlaşılmıyor, kabul görmüyor, başaramıyorlar ve örseleniyorlar. Özel öğrenme güçlüğü çekenler, özel eğitim ve psikoterapi tekniklerinin kullandığı bireyselleştirilmiş eğitim programı ( BEP ) uygulandığında güçlüklerini aşabilirler ve sorunlarını farklılık / özellik olarak yaşabilirler.

• Bazı araştırmacılar öğrenme güçlüğü çekilen primer sorun alanına odaklanmakta ,
• Okuma bozukluğu için Disleksi 
• Yazı bozukluğu için Disgrafi 
• Aritmetik bozukluk için Diskalkuli 
terimini kullanmaktadır.
Çoğunlukla farklı yoğunlukta üçü bir arada bulunur. Disleksi ve Öğrenme Bozukluğu sıklıkla Öğrenme güçlüğü ile eş anlamlı kullanılmaktadır.
• Özel Öğrenme bozukluğu “ zekâsı normal ya da normalin üstünde olan ve zekâsına uygun performans göstermeyen çocuklar için kullanılır.”
• Öğrenme bozukluğu her hangi bir duyusal, fiziksel, ruhsal, kültürel soruna bağlı olmayan okuma, yazma, matematik kendini ifade etme, mekanda yönelme, alanlarından birbirinde ya da tümünde güçlük çeken çocukları kapsar.

 

GÖRÜLME OLASILĞI


• Bütün çocukların yaklaşık %50 si okul yılları boyunca bazı sorunlarla karşılaşabilmektedir. Bunların %10-15’si ise öğrenme güçlüğü sorunudur. Pratikte bunun anlamı 30 kişilik bir sınıfta 3-4 çocuk, 20 kişilik bir sınıfta ise 2-3 çocuktur.
• Ö.Ö.G.’li kişilerin %25-30’unda dikkat eksikliği ve hiperaktivite vardır.
• Dikkat eksikliği ve hiperaktivite olan kişilerin %75-80’ inde Ö.Ö.G. vardır

 

TARİHÇESİ 

 

İlk Öğrenme Bozukluğu vakası 1896 yılında Dr . Morgan tarafından konjenital kelime körlüğü tanısıyla yayınlanmıştır. Morgan 14 Yaşındaki Percy ‘ nin yaşıtları kadar sağlıklı olduğu halde hiçbir sözcüğü doğru okuyamadığını ve hatasız yazamadığını belirlemiştir. Bu vakanın adını bile Precy yazdığını, ama 785.852.017 yi hemen okuyabildiğini aritmetikte bir sorun olmadığını bildirmiştir.
1925 Yılında ABD de Orton Ve arkadaşları hiçbir fiziksel ve zihinsel problemleri olmadığı halde okumayı yazmayı öğrenmede güçlük çeken çocuklarla çalışmışlar ve gelişimsel kelime körlüğü görsel algı ve görsel hafıza alanındaki fonksiyon bozukluğuna bağlı olduğunu ve bunun gelişme gecikmesinden kaynakladığını ileri sürmüştür.
Öğrenme güçlükleriyle ilgili literatürde 1930/1940 larda beyin – davranış ilişkisinin yoğun şekilde araştırıldığı ve hiperaktivite, dikkat, öğrenme bozuklukları ile duyusal sorunlar alanında kavram karmaşasının başladığı görülmektedir. O tarihlerde yapılan araştırmalarda, öğrenme güçlüklerinin beyin hasarından kaynaklandığı ve nörolojik bir bozukluk olduğu ileri sürülmüştür. Bu çocuklar normal görünümlü oldukları için de beyindeki hasarın hafif olduğu varsayılıp minimal Brain Damage tanısı kullanılmıştır.( Farnham Diggory , 1984 Silver , 1993 )
Bakker ve arkadaşları 1987 hemisfer fonksiyonlarına dayanarak disleksiyi iki gruba ayırmıştır.
 

DİSLEKSİ TÜRLERİ:

 

1.Dilsel – tip disleksi:
İsminden de anlaşılabileceği ses-sembol eşleşmesinde zorlanan çocukların gösterdiği disleksi tipidir. Bu daha yaygındır. Beynin sol tarafında yaşanan sıkıntılar bu duruma sebep olur. Parçaları tek tek görmek ve algılamakla ilgili sorun yaşadıkları için harfleri karıştırır, sesleri karıştırır.
2. Algısal tip disleksi:
Kelimeleri bir bütün olarak algılamakla ilgili bir durumdur. Bu çocuklar okumayı öğrenebilirler ama hızlı okumayla ilgili durumda zorlanabilirler. Bu daha az rastlanan bir durumdur. Bunun sağ beynin daha baskın olduğu durumlarda ortaya çıktığı düşünülüyor.
Bu işlevsel bozukluk :
• konuşma
• okuma
• yazma
• ya da aritmetik beceriler
• için gerekli olan bilişsel işlevlerin gelişmesinde gecikmeye neden olur.


Öğrenme bozukluğu ile ilgili genetik çalışmalar, ailesel geçisin önemini vurgulamaktadır. Vogler ve arkadaşları 1985 disleksi olan çocukları ailelerinde okuma bozukluğu öyküsünü sorgulamış, erkek çocukların % 35-45 inde kız çocuklarında %20 sinde pozitif aile öyküsü olduğu bildirmişlerdir. Pennington ve Smith 1988 benzer bir çalışmada dislektik anne babaların çocuklarında okuma yazma bozukluğu riskinin erkek çocuklarda % 30-40 kız çocuklarda % 17-18 olduğu bildirmişlerdir. Bu oranlarda normal popülâsyonda var olan riskten 5-12 kat daha fazladır.
Öğrenme bozukluğunun nedenleri ile ilgili çalışmalarda sağ/sol beyin fonksiyonları, dominans lateralleşme ilişkileri de araştırılmaktadır. Sol ellilik, çapraz laterelleşme ve belirsiz lateralleşme oranlarında yüksek olduğu belirtilmektedir.

 

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÜNLÜLER

 

• Leonardo Da Vinci                            • Edison
• Rodin                                              • Picasso
• Tom Cruse                                       • Albert Einstein
• Can Dündar                                      • Agatha Christie
• Churchill
• Picasso
• Roosevelt
• Walt Disney
• Wagner
• Cher